BölgeManşetlerSiyaset

Sarıaslan TBMM Kürsüsünden yaptığı konuşma metnini yayımladı

Nevşehir Milletvekili Av. Faruk Sarıaslan İçişleri Komisyonu Üyesi yaptığı TBMM Kürsüsünden Adalet ve Hukuk üzerine yaptığı konuşma metnini yayınladı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

‘Görüşülmekte olan olağanüstü yasa tasarısı Hükûmetin, AK PARTİ zihniyetinin baskıcı rejiminin kanunlaştırarak meşrulaştırma çabasıdır.

Dün kol kola gezdiğiniz FETÖ terör örgütüyle Türk Silahlı Kuvvetlerine, Türk yargısına, hukuk sistemine ortak operasyonlar yaptınız. Kendisini güçlü hisseden FETÖ terör örgütünün Türk devletine ve milletine yaptığı darbe girişimi, Türk milletinin canı pahasına direnişi karşısında yenilmiş, hak ettiği cezayı almıştır. Bu halk, FETÖ terör örgütüne karşı sokağa çıkıp onlarca ders verirken amacı, ülkeye yeniden demokrasiyi getirmek, hukukun üstünlüğünü kılmaktı. Ancak siz, bu halkın başarısını kendi otoriter rejiminizi kurtarmak için kullandınız ve kullanmaya devam ediyorsunuz. Hata üstüne hata yapıyorsunuz. Ülkenin geleceğini hiç düşünmüyorsunuz; günlük düşünüyor, günlük yaşıyorsunuz. Ülkenin geleceğini daha da karanlık günlere sürüklüyorsunuz. Sadece baktığınızı görüyorsunuz, oysa akıl, geleceği görür. Eleştirilerden ve yaşananlardan hiç ders çıkarmıyorsunuz. Yapılacak ilk seçimlerde halk gereken dersi size verecek.

İktidara geldiğiniz günden itibaren Millî Güvenlik Kurulu “FETÖ terör örgütü” dedi, dinlemediniz. Emniyetten vatansever emniyetten müdürleri rapor verdi, anlamadınız. Savcı Mete Yüksel uzun bir raporla uyardı, uyanmadınız. Bu Meclisin kürsüsünden Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri “FETÖ terör örgütü devleti ele geçirdi.” dedi, kaba kuvvet kullanmaya kalktınız. Siz FETÖ’ye “efendi” derken onu eleştiren aydınlarımızı cezaevine gönderdiniz. O tarihlerde bu uyarıları dinleyip ona göre davransaydınız 2021 yılının Türkiye’si borç batağında olmaz, milyonlarca gencimiz işsiz kalmazdı. Aynı hataları değişik versiyonlarla yine yapıyorsunuz, yine tarikatlarla kol kolasınız, hukuk devletinden uzaklaşıyorsunuz. Tarikat evinde üniforması üzerinde cübbe giyen Mehmet Sarı hakkında hangi işlemi yaptınız? Hiçbir işlem yapmadınız çünkü aynı tabaktan yemek yediniz, yemek yemektesiniz.

Buradan uyarıyorum, bu ülkede herkes dinî inancını özgürce yaşıyor ve yaşamalı, ancak devleti de tarikatlar, şeyhler, müritler yönetmemeli. Bunun ön koşulu da devletin hukuk devleti olmasıdır. Hukuk devletinde kimse kendi hayat tarzını devletin gücü marifetiyle dayatamaz, kendi inanç anlayışını başkalarına zorla kabul ettiremez. Hukuk devletinin temeli kuvvetler ayrılığıdır, yürütmenin yargıyı ve yasamayı yuttuğu bir ortamda kuvvetler ayrılığından bahsedilemez. Kuvvetler ayrılığı yoksa hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve demokrasi bir hayaldir. Türkiye’nin varlığını, bütünlüğünü, birliğini ve dirliğini istiyor isek hukuk devleti olmak zorundayız. Şu an ülkemizde ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel kriz yaşıyorsak, laiklikten ve bilimsellikten uzaklaşıyorsak temel nedeni adalet ve özgürlükten, hukuk devletinden uzaklaşmamızdadır. Türkiye bir adalet ve özgürlük krizi yaşıyorsa bunun doğal sonucu ekonomik krizdir.

Hukuk güvenliğinin olduğu yere para gelir, yatırım gelir; ekonomi gelişir, ülke kalkınır. Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği, bağımsız ve tarafsız yargılamanın olmadığı bir yerde hukuk dışı arayışlar ortaya çıkar. Son dönemlerde ortaya çıkan mafyamatik, kara para, bakan ilişkileri bunun sonuncudur. Milletin kürsüsünden cumhuriyet savcılarına buradan sesleniyorum: “Ayda 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçiyi biliyorum.” diyen İçişleri Bakanını sorguya çağırdınız mı, sizi bilgilendirmeye çağırdınız mı? Merkez Bankasından yok olan 128 milyar dolar kimler tarafından, kimlere dağıtıldığı konusunda bir işlem başlattınız mı? Sezgi Baran Korkmaz hakkında verilen yurt dışı yasağını kaldıran, şu an Adalet Bakan Yardımcısı olan Hasan Yılmaz hakkında soruşturma başlattınız mı?

Kendi şirketinden usulsüz alımlar dolayısıyla görev yaptığı Bakanlıktan ayrılmak zorunda kalan Ruhsar Pekcan hakkında herhangi bir işlem yaptınız mı? Zaman yok, çok sıralayabilirim.

Sayın savcılarımızın vermediği cevabı ben buradan vereyim: Hiçbir işlem yapmadınız, yapamazsınız; bunu ben de biliyorum, milletvekilleri sizler de biliyorsunuz, Türk milleti de biliyor. Nedeni gayet açık: Bir kişinin ağzından çıkacak söze bakıyorsunuz. Tek adam rejiminde, tek kişinin parmağıyla gösterdiği ya da söylediği işlemleri yapıyorsanız bunun adına diktatörlük denir. Diktatörlüğün olduğu hiçbir ülke gelişmemiş ve kalkınmamıştır. Diktatörlüğün olduğu ülkelerde göçler başlar, Suriye’de olduğu gibi, Irak’ta olduğu gibi. Üzülerek söylüyorum ki: Türkiye Cumhuriyeti devletinde de gençlerimiz, okumuşlar, aydınlar yurt dışına göç ediyor. Yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında, eğer olanağı olursa Türkiye’de yaşayan Türk milletinin gençleri yurt dışına gitmek istiyor. Bunu hepimizin düşünüp değerlendirmesi kanaatindeyim.’ Dedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu