Ülkemizin büyük hedeflerinin gerçekleşmesine yönelik özverili çalışmalarıyla katkı sağlayan, toplumsal ‘üretim’ süreçlerinin en önemli aktörleri olan emekçilerimiz, ülkemizin gelişimi ve refah ortamına erişmesinde önemli roller üslenmektedirler.
Günümüzde ‘üretim’ sürecinin ancak ‘kalite’ unsuru taşıdığında belirlenen hedeflere ulaşılabileceği bilinen bir gerçektir. Bu anlamda, üretimin kaliteli olabilmesini sağlayan en belirleyici unsur ise; üretime emeği ile katılan insan kaynağının iyi eğitimli ve kalifiye olma özellikleri taşımasıdır.
Son yüzyılda ortaya çıkan üretim robotları, iş makinaları ve yapay zeka gibi araçların üretimde etkin bir şekilde yer alması; üretim süreçlerini daha sofistike hale getirmiştir. Bu tür teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılması ise; iyi eğitim almış nitelikli insan kaynağının ‘kafa/zeka emeği’ sayesinde mümkün olabilmektedir.
Üretime emeği ile katılan insanlara yönelik ‘Hak Edenin Hakkını Teslim Etmek’, ‘İşçiye Hakkını Alın Teri Kurumadan Vermek’, ‘İşini İyi Yapmak’, ‘Helal Kazanç’ gibi kalıcı manevi değerlerle yaklaşmak da; hem toplumsal yaşamın ve üretimin kalitesi, hem de toplumsal dayanışma, birlik ve beraberlik kavramları açısından son derece önemlidir.
Bu anlayış ve düşüncelerle, ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün, toplumsal üretim ve dayanışmayı artırmasını, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmesini temenni ediyor, Ülkemizin gelişme ve yükselme sürecine emeği ile katılan tüm emekçi kardeşlerimizin ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en iyi dileklerimle kutluyorum.
