Geçtiğimiz günlerde Nevruz bayramı münasebetiyle, Diplomatik Tercüme Bölüm Başkanı Profesör Almaş Seydikenov’un girişimiyle El-Farabi Kazak Milli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi’nin yabancı öğrencileri için bir akşam yemeği düzenlendi. Gastrodiplomasi formatında ‘Çeşitlilik bizi birleştiriyor’ uluslararası yemeği gerçekleştirildi.
Kültürel etkinliğin amacı: yabancı öğrencilerin birbirlerini tanımalarına, ilişkilerini geliştirmelerine, milli yemeklerini tanıtarak ülkeleri, kültürleri ve gelenekleri hakkında bilgi vermelerine yardımcı olmak, aynı zamanda diğer öğrencileri tanıyarak bilgi ufuklarını genişletmektir, kendi kültürlerini ve kültürlerarası iletişimi zenginleştirmek, – ilişkisel becerilerin gelişimini teşvik etmek ve farklı kültürler arasında kültürel bir köprü kurmak. Asıl amacımız mideden kalbe giden yolu bulmaktır. Güzel bir Kazak atasözü vardır, «Kuru kaşık ağzı yırtar. Aç bir insan öfkeliyse, midesi tok olan kişi rahat, cömert ve iletişime açık olacaktır.
Bizim düzenlediğimiz gastrodiplomasi bir tür kültürel diplomasidir. Yemek, bir ulusun tarihinin, geleneklerinin ve değerlerinin özünü temsil ettiği için bir ulusun kültürünün ve kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Paul Rockauer gastrodiplomasiyi “mide yoluyla kalpleri ve zihinleri kazanmak” olarak tanımlıyor. Kültürel etkinliğe Fransa, Belçika, Almanya, İspanya, Japonya, Çin, Afganistan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan, Bangladeş ve Kazakistan’dan öğrenciler katıldı. Farklı ülkelerden gelen öğrenciler sırasıyla yemeklerini sundular. Afganistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan’dan gelen öğrenciler milli kıyafetlerini giyerek, bayraklarını getirerek, büyük tabaklarla yemek getirerek Asyalıların açık fikirli olduklarını ve zengin bir sofraya sahip olduklarını gösterdiler. Özellikle Taciklerin çalışkanlığı, milletine olan saygısı ve vatanseverliği yemekle birlikte getirdikleri yemeklerden anlaşılıyordu. Tacik öğrenciler bile ulusal danslarını yaptılar ve Çinli öğrenciler bizi neşelendirmek için Çince “Dudarai” şarkısını söylediler. Avrupalılar tipik ekonomik formatta kısaca konuşuyor, biraz salata ve meze getiriyor, daha az konuşuyor ama iş konusunda cömert davranıyorlardı. Almanya’dan bir öğrenci Olivier’in benzeri bir Alman salatası, Belçika’dan bir öğrenci kayısılı ve ton balıklı sandviç, Fransızlar ise Fransız çikolatası getirdi. Aslında dünya kültür mutfağının kralları Fransızlardan çok umutluyduk ama ne yazık ki Fransız mutfağı mucizesini gereken düzeyde gösteremediler. Genel olarak bu tür gastrodiplomasi, karşılıklı müzakerelerin yürütülmesi, önemli konuların akşam yemeğinde tartışılması ve çözülmesi ve ülkenin iç ekonomisine, özellikle de turizm endüstrisine faydalıdır.
Geleceğin turistleri kendi ülkelerinin restoranlarında diğer ülkelerin ulusal yemeklerini tanıma fırsatı bulacak. Harika bir yemek deneyimi, bir ülkenin yemekleri ve kültürü arasındaki olumlu ilişkiyi güçlendirebilir ve böylece tüketicileri bu yerleri ziyaret etmeye teşvik edebilir.
Almash Seydikenova
El-Farabi Kazak Milli Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Fakültesi
Diplomatik Tercüme Bölüm Başkanı
